Kongredeki konuşması büyük yankı yaratan ve bunun kendisine seçim kaybettirdiği ileri sürülen Canpolat, "Partimizde yarışlar olur biter ve biz ertesi sabah omuz omuza çalışmaya başlarız. İmamoğlu’nu gericilere ve AKP kumpaslarına yem etmeyiz" dedi.
Olağan Kurultay'a hazırlanan CHP'de İstanbul İl Kongresi'ni değişimcilerin adayı Özgür Çelik'e karşı kaybeden Cemal Canpolat BirGün'e konuştu.
32 delege farkla il başkanlığına Özgür Çelik seçildi, kendisiyle görüştünüz mü?
İstanbul il kongresi CHP tarihinde son yıllardaki en iyi kongre oldu diyebilirim. Gerek konuşmalar gerek salon atmosferi açısından her anlamda güzel bir kongre oldu. Özgür Çelik ve seçilen yeni yönetimini tebrik ediyorum. Başarılı olacaklarına inanıyorum. Kendilerine her daim destek olacağımı telefonla tebrik etmek için aradığımda da söyledim. Partimizde yarışlar olur biter ve biz ertesi sabah omuz omuza çalışmaya başlarız.
Tahmin ettiğiniz bir sonuç muydu?
Sonucun kendi lehimize olacağını düşünüyorduk. Maalesef olmadı. Ama kazanan bir CHP var. Özgür Çelik ve arkadaşları, Canan Kaftancıoğlu’ndan aldığı bayrağı daha yükseğe çıkaracaktır. Nerede eksiklerimiz olduğuna dair hem kendim hem de arkadaşlarımız bir çalışma hazırladılar. Yarın bir araya geleceğiz. 310 kıymetli delegemizin oyunu almak ve o oylara layık mücadele etmek benim öncelikli görevim.
Kongredeki açıklamanız başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere birçok kesimden tepki çekti. Partiye zarar verilen bir açıklama olduğu ve yerel seçimleri sabote ettiğiniz düşünülüyor nasıl değerlendirirsiniz?
CHP Kongrelerinde eleştiriler olur, tartışmalar olur. Biz bu kongrelerden güçlenerek çıkarız. Öyle gizli kapılar ya da zoom toplantılarında konuşmayız. Örgütümüzün önünde konuşuruz. Ben geçmişten beri gelen ve parti emekçilerimizin bir şikayetini dile getirdim. Nedir bu şikayet? Belediye başkanlarının kongre süreçlerine müdahil olması sorunudur. Madem değişim diyorlarsa bu da değişmelidir. Dönüp belediyelerimizin olduğu il ve ilçe belediye kongrelerine bakın lütfen. Sonuç belli olduğunda A belediye başkanı kaybetti, B belediye başkanının adayı kazandı şeklinde haberler çıkıyor. Bu sadece İstanbul’a has bir durum değil. İlçe belediyeleri de, iller de böyle. Buna dikkat çekmek istedim. Yine belirteyim ki kızanlar olmuş olabilir, beni yıpratmak için algıyı büyütmek isteyenler olabilir ama maalesef ki partimizde hâkim olan bu duygu. Ben de bunu dile getirdim. Ben İstanbul il başkanı olsaydım tüzük kurultayında bu sorunun çözümü için mücadele edecektim. Elbette ki belediye başkanlarımızın başımızın üstünde yeri var ama örgüt işini yapacak belediye başkanları işini yapacak. Bunu bütün belediye başkanlarımız için söylüyorum. İmamoğlu özeline çekilmesi doğru değil. Eleştirim partinin yapısal bir sorunuyla ilgiliydi. Kendisi 25 yıl sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız seçilmiş biridir. Önümüzdeki dönemde adayımızdır. Hep birlikte çalışıp, yine kazandıracağız. İmamoğlu'nu öyle gericilere, AKP kumpaslarına yem etmeyiz. Yine kazanacak ve İstanbul’a hizmet etmeye devam edecek.
Yaptığınız konuşmanın size seçim kaybettirdiği söyleniyor. Siz bunu katlıyor musunuz? Konuşma metniniz farklı mıydı?
Farklı bir konuşma metnim vardı. Ona hazırlanmıştım. Konuşma metnimin dışına çıkmak zorunda kaldım. Çünkü salonda yaşananlar karşısında tepkisiz kalamazdım. Seversiniz sevmezsiniz ama 6 yıla yakın il başkanlığınızı yapmış ve benim rakibim olarak seçilmiş Canan Kaftancıoğlu’nu yuhlayamazsınız. Konuşmasını sabote edemezsiniz. Sultangazi ilçe başkanımızı susturmaya çalışamazsınız. Diğer konuşmacıları engelleyemezsiniz. Biz yoldaşız. Canan Kaftancıoğlu, il başkanlığı yaptığı için hedef gösterilmiş. Ailesi tehdit edilmiştir. Ben bunu yakıştıramıyorum. Bunlar dışında da belediye başkanlarının müdahil oldukları kongre süreci ile ilgili gelen bilgiler artık beni de çileden çıkardı. Şahsıma yönelik yapılan karalama haberlerini salona ve İstanbul’a yayanlara bir cevap vermek zorunda hissettim kendimi. Aynı kaynaklardan yapılan itibar suikastine sessiz kalamazdım. Bunu günlerce sürdürdüler. Bu yüzden de sertleştim. Birleştirici bir konuşmam vardı. Sonucunda da bu konuşma yapıldı.
Konuşmamın getirdiği oylar olduğu gibi, götürdüğü oylar da olmuştur ama sonucu etkilediğini düşünmüyorum. Çünkü salon içi ve salon dışı diye değerlendirildiğinde salonda olumlu etkisi daha yüksekti. Sonra yaşanan tartışmalar bu boyuta getirmiştir. Bizim kişilerle sorunumuz yok. Yapısal sorunlarımız var ve çözmek zorundayız.
Tekrar olsa tekrar öyle konuşurum diyor musunuz?
Çok az bir kısmına belki de değinmezdim. Ama yine diyorum konuyu kişilere çekmek doğru değil. Bu sorun partimizin yapısal ve bence en büyük sorunlarından biridir.
Yerel seçimler sürecinde İmamoğlu’na karşı tutumunuz ne olacak?
İmamoğlu ile kişisel bir sorunumuz yok. Bizim belediye başkanımızdır. Kendisi aynı zamanda adayımızdır. Tekrar seçilmesi içinde bir parti emekçisi, neferi olarak çalışacağız. İmamoğlu yine kazanacak.
Siyaseten bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Ben ekipçi bir adamım. Kişisel bir beklentim yok. Bana ne görev verilirse yaparım. Görevin bir önemi de yok. Biz parti neferiyiz. Yerel seçimde parti emekçileriyle çalışmalara katılacağım.
Ali Mahir Başarır’ın söylediklerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizi mi hedef aldı?
Kendisi gereken açıklamayı yaptı, düzeltti. Beni kast etmediğini söyledi. Bir cümle çekerek algı yürütmek isteyenlere gereken cevabı kendisi vermiştir.
Söyledikleriniz (işe alım süreci) parti tabanında nasıl karşılık buldu?
Söylediklerim sadece İstanbul seçmeninde değil Türkiye’nin her tarafında karşılık buldu. Bu partinin çocukları, sol görüşlü ailelerin çocukları, ötekiler her yerde olduğu gibi iş konusunda da kendilerine derman bulamıyorlar. Belediyelerimizde de bu sorun var. Biliyorum herkes CHP’li diye işe girecek diye bir şey olamaz. Ama partiyi sırtında taşıyan, bayrak asan, bedel ödeyenler sahipsiz de değil. Elbette ki hepsini işe alamazlar elbette ki hepsi partili diye işe alınmasın. Bir liyakat bir kuralı olsun. İçimi acıtan bizim çocuklar diplomalarına rağmen yeteneklerine rağmen çöp toplama, asfalt dökme, beden işçiliği gibi ağır işlere bile razıyken muhatap bulamıyorlar. Sadece kongre süreçlerinde değer buluyorlar. Benim isyanım buna. Benim isyanım partinin emekçilerinin kapı önlerinde bekletilmesine. Bu benim değil maalesef partimizin örgütlerinin ve emekçilerinin isyanıdır. Bunu da onların sesi olarak Cemal Canpolat dile getirdi. Bana geri dönüşleri çok olumlu oldu. Rahatsız olanlara bunun gerçek olup olmadığını sormak gerek.
|