CHP Mersin İl Başkanlığı’nda Lozan Antlaşması’nın 100. yıldönümü için bir basın toplantısı düzenlendi.
Seren SABUNCU
Cumhuriyet Halk Partisi il banasından Lozan Antlaşması'nın 100. Yıldönümü için partililer bir araya geldi. Basın açıklamasını yapan İl Başkanı Koral Ömür sözlerinde şu ifadelere yer verdi; “Bugün emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşımızın zafer belgesi, Cumhuriyetimizin tapu senedi Lozan Antlaşması'nın 100. yıldönümünü kutluyoruz. Bugün tarihi bir gün. 780 bin kilometrekarelik ülke topraklarımızın, Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olduğunu egemen devletlere kabul ettirdiğimiz bir gün.”
"SEVR ANTLAŞMASINI, TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATAN DİPLOMATİK ZAFERDİR"
Parti üyeleri adına basın açıklaması yapan Başkan Koral Ömür, “Lozan Barış Antlaşması'yla, emperyalist güçlerin aralarında pay etmeye yeltendiği vatanımızın sınırları zaferimizle çizildi. Kapitülasyonlar kaldırıldı. Ekonomimiz millileştirildi. İç/dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Duyun-ı Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlaşmanın önü açıldı. Yunanistan'da kalan Türk azınlığın hakları güvence altına alındı. Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi” dedi.
Sevr Antlaşmasına değinen Başkan Ömür, “Lozan, topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tacını ve tahtını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren, Sevr Antlaşması'nı tarihin çöplüğüne atan diplomatik zaferin adıdır.
Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi; ‘Lozan Barış Antlaşması, Türk Ulus’una yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması, ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastın yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utku eseridir.’ Lozan saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan'ı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta kinle yaklaşanlar, İ İnönü’ye, onun üzerinden Atatürk’e, Cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir” diye konuştu.
Lozan’ın özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olduğunu ifade eden Ömür, “Lozan'a giden süreci inşa eden ve antlaşmayı hayata geçiren başta Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve 2'nci Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız İsmet İnönü ile milli mücadele kahramanlımızı saygı ve minnetle anıyoruz” şeklinde konuştu.
SANSÜRÜN KALDIRILIŞININ 115. YILI UNUTULMADI
CHP olarak, 24 Temmuz’un resmi bayram olarak kutlanmasını meclise sunduklarının altını çizen Başkan, “Kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri, geçmiş l00 yılda olduğu gibi önümüzdeki yüz yıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir. Bugün aynı zamanda basında sansürün kaldırılışının 115. yıl dönümü. 24 Temmuz'un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Ne yazık ki, basında sansürün kaldırıldığı 1908 istibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıyayız. Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, hapse atıldığı; basın kurumlarının kapatıldığı; ekranların karartıldığı; erişim engellerinin fikir suçlarının sansürün ve soruşturmaların olağanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 2002 yılında l00. Sıradayken bugün 165. sıraya kadar gerileyen ülkemizde, basının durumu demokrasimizin de içler acısı durumunu gözler önüne sermektedir” diyerek iktidarın basına karşı tutumlarına da değindi.
“SAYGIN VE ÖZGÜR GAZETECİLERİN YANINDA OLACAĞIZ”
Ömür şöyle devam etti, “İktidar, geldiği günden beri Türkiye'de halkın haber alma hakkını yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek, toplumu dizayn etmeye çalışmaktadır. Gazeteci adı altında satın aldığı yandaşlarıyla adaletsizliği, haksızlığı, yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır. Unutmayalım ki, Çin'den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye’de, bu sorun sadece gazetecilerin değil; tüm toplumun sorunudur.
Biz, CHP olarak, özgür medyayı ve dolayısıyla halkın haber alma hakkının gasp edenlere; basın emekçilerinin sendikal haklarını en alt seviyelere indirenlere; korku, sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karşı, kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan saygın ve özgür gazetecilerin yanında olacağız.”
|