CHP’deki ’değişim’ tartışmaları devam ederken Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,
Değişen şeyler yüzde 20'lerden yüzde 48'lere uzanan kitlelerdir" dedi. "25 milyona ulaşan bu değişim yeterli değilse başarısızlık benimdir" diyen Kılıçdaroğlu, "Bugünkü görevim 25 milyondan bir kişiyi bile feda etmeden süreci yönetmektir" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu açıklamasında, "Cezaevlerinde çok sayıda gazeteci, hak savunucuları, avukatlar, siyasetçiler var. Hiç kimse 21. yüzyılın Türkiye'sinde düşüncelerinden ötürü hapise atılmamalı" dedi.
NUMAN KURTULMUŞ'A ÇAĞRI
Türkiye İşçi Partisi'nden İstanbul Milletvekili seçilmesine rağmen cezaevinde tutuklu bulunan Can Atalay hakkında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a çağrı yapan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Can Atalay yine hapiste. 50 günü geçti. Nasıl bir ülkede yaşadığımızı herhalde bundan daha güzel bir örnek göstermez. Bir Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı haksız yere eğer parlamentoda tutuluyor ve kendisi hiçbir girişimde bulunmuyorsa TBMM'nin itibarını ayaklar altına alıyor demektir. Eğer nasıl bir yazı yazmam gerekir diyorsa, benzer uygulamaları TBMM arşivinde bulabilir. Artık TBMM Başkanı karar alırken Saray'dan onay almamalı. "
MERDAN YANARDAĞ MESAJI
Tutuklu gazeteci TELE1 Genel Yayın Yönetmeni ve BirGün yazarı Merdan Yanardağ hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Merdan Yanardağ... Niçin içeride, hangi gerekçe ile içeride? O da 7 gündür tutuklu. Bir komisyon oluşturduk, ziyaret edildi. Bir gazeteciyi tutuklamak, bir televizyoncu tutuklamak hangi aklın işidir. Tutuklanmaması gereken bir konuda tutuklama kararı veriliyor. Akıl alacak bir şey değil!"
ERDOĞAN'A TEPKİ
"'Denize düşen yılana sarılır' diye güzel bir atasözü var" diyen Kılıçdaroğlu, "Öyle bir noktaya getirdiler ki, önce Türkiye'ye borç verdiler, borç batağına sürüklediler, şimdi emir alır hale geldiler" ifadelerini kullandı.
"Dünyanın kaderini parayı kontrol eden belirler" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Erdoğan kontrol eden değil, artık kontrol edilen kişidir. Uluslararası tefecilerin kontrol ettiği ve yönlendirdiği kişidir. Düne kadar 'Faizi artırmam, artıramam, asla bunu yapmayacağım' diyen bir kişiye tükürdüğünü yalatmak da bu uluslararası görevleri arasında olmuştur."
"CHP HER ZAMAN BİR KADRO PARTİSİ OLMUŞTUR"
Kılıçdaroğlu açıklamasında CHP'deki 'değişim' tartışmalarına da değindi.
CHP'nin tek adam partisi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Tarihinden yanlışları olmuştur ama bu hareket ezilenlerin, sesi duyulmayanların, adalete susamışların yanında olmuştur. Cumhuriyetimizin temellerinde birlikte üretme ve hakça bölüşmenin inşasında CHP kadrolarının imzası vardır. CHP kadroları siyasi yaşamlarının hiçbir dönemlerinde siyasi ikballerinin peşinde koşmamıştır. Partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten bugüne her zaman bir kadro partisi olmuştur" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"CHP olarak sessiz durmamız, klasik politika araçlarıyla klasik muhalefet yapmamız beklenemez. Asla görüşülemez denilenlerle görüştüm, bir araya gelinemez denilen toplumsal kesimlerle bir araya geldim. Hiç kimseyi ötekileştirmedim, hiç kimseye kin tutmadım. Tüm bunları herkes için hak, herkes için hukuk, herkes için adalet hedefiyle yaptım. Hep birlikte kardeşçe yaşayalım diye gösterdim. Biz ülkemizin tüm sorunlarının çözümü için sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik, akılcı çözümlerle vatandaşlarımızın karşısına çıktık. Bizim hayat görüşümüz haksızlığa karşı mücadeleyse doğru yolda olmanın verdiği haz, her şeyden üstündür.
Türkiye'yi bu kabustan çıkarmak için yolun sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ne ben tek başıma 25 milyon kişiyi bu namuslu davaya kattım, ne de CHP kattı. Bu 25 milyon kişinin tamamı haksızlık karşısında susmama koalisyonunda olmak istediler."
DEĞİŞİM AÇIKLAMASI
'Değişim' ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bir kere bizler 25 milyon gibi birçok ülkenin toplam nüfusuna sahip insanla birlikte çıkarsız, sadece hakkın yanında olmak için bir koalisyon kurduysak; başörtülüsü, başı açığı, seküleri, Atatürkçüsü, milliyetçisi bir araya geldiyse büyük bir değişimi zaten başlatmışız demektir. Ama biz toplum olarak neyin değiştiğine değil, neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20'lerden yüzde 48'lere uzanan kitlelerdir. Değişen şeyler, asla görüşülemez denilen görüşmek, ittifak yapmaktır. Değişen şeyler, neden bizden değilsin diye o tarafı görmezden geleceğine, onların yanına gidip ellerini tutmaktır. Bugün, bu değişimi yaparak 25 milyonu davamıza kattık. Yarın 35 milyonu davamıza katacağız."
"DEĞİŞİM YETERLİ DEĞİLSE BAŞARISIZLIK BENİMDİR"
"Devlet bürokrasinin gücüne rağmen haksızlığın karşısında durabildiysek bu hepimizin başarısıdır" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Başarıyı tek başıma üstlenmem. Ama bu 25 milyonu başarısızlık olarak görürseniz haksızlığın karşısında tek başıma dururum. Çünkü onlar Saray’ın sahtekarlıklarına rağmen haklının yanında duranlardır. Buradaki değişimin mimarı CHP’lilerle birlikte Millet İttifakı’nın mensuplarıdır. Adaletten yana kim bizimle birlikte olmuşsa bu başarı hepimizindir. 25 milyona ulaşan bu değişim yeterli değilse başarısızlık benimdir. Bu sayıyı artıracak yeni değişimleri üretme görevi de benimdir. Bugünkü görevim 25 milyondan bir kişiyi bile feda etmeden süreci yönetmektir."
"SALTANATIN YIKILMASI SANDIĞIMIZDAN DAHA YAKIN"
Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Gelecekte bu partinin elbette başka liderleri olacaktır. Bugün CHP lideri olup olmamam hiçbir şeyi değiştirmez. Saray saltanatı karşısında hep beraber durup mücadelemizi sürdüreceğiz. Ben CHP'nin başında olsam da olmasam da bu 25 milyonluk kitle hakkın yanında duranların kitlesi olacak ama bir liderin güdümünde olmayacaktır. Bu saltanatın yıkılması da sandığımızdan çok daha yakındır." (birgün)
|