Meteoroloji Genel Müdürlüğünün yayınladığı kuraklık haritası, Mersin’in olağanüstü kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gözler önüne serdi.
Kenti besleyen Berdan Barajında su seviyesi yüzde 25’e kadar düşerken, “Endişeliyiz, teyakkuzdayız” diyen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, sorunun çok kritik bir noktaya gelmemesi için önlem aldıklarını söyledi.
Son yılların en kurak kışını yaşayan Mersin’de alarm zilleri çalmaya başladı. Kuraklık haritasında ‘olağanüstü kuraklık tehlikesi’ altındaki iller arasında yer alan Mersin’de, deprem felaketi nedeniyle kente göç eden binlerce depremzede ile birlikte su tüketimi de yüzde 15 oranında arttı. Mersin’in su ihtiyacını karşılayan Berdan Barajı'nın yanı sıra yeni su tutmaya başlayan Pamukluk Barajı ‘kurtarıcı’ rolü üstlendi. Baraja bir an önce isale hattı yapılması, sorunun çözümünde büyük önem taşırken, yaz aylarında nüfusu neredeyse iki katına çıkan Mersin’de, susuzluk tehlikesi en önemli sorun haline gelmesinden endişe ediliyor.
“Berdan Barajında doluluk oranı yüzde 25”
Kuraklık tehlikesine karşı kent dinamikleri tarafından peş peşe uyarılar yapılırken Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, bu anlamda yaptıkları çalışmaları anlattı. Toroslar gibi önemli bir su kaynağının eteklerinde kurulmuş Mersin’in, aslında su temini bakımından şanslı bir bölge olduğuna işaret eden Başkan Seçer, bu anlamda avantajlı olduklarını belirtti.
Mersin merkeze ve Tarsus’a içme suyunun Berdan Havzasından sağlandığını ifade eden Seçer, batı bölgelerde ise farklı kaynaklardan içme suyu sağladıklarını kaydetti.
Yeni su tutmaya başlayan Pamukluk Barajının devreye girmesinin de ellerini rahatlatacak çalışmalardan biri olduğunu vurgulayan Seçer, “Şu anda Berdan Barajında doluluk oranı yaklaşık yüzde 25 ve 160 milyon metreküp kapasitesi var. Pamukluk Barajında bu oran yüzde 35 civarında. O da 260 milyon metreküp kapasiteli bir baraj. Ancak, biz Berdan Barajından belli bir noktadan da terfilerle elektrik enerjisiyle Mersin’e su alıyoruz. Eğer Devlet Su İşleri tarafından bir an önce isale hattı yapılırsa Pamukluk Barajından artık Mersin merkeze cazibeyle su alacağız. Bu da bizi rahatlatacak” dedi.
“Teyakkuzdayız, endişeliyiz, ancak çok kritik bir noktada değiliz”
Bundan sonra yağış olmasının kritik önemde olduğuna dikkat çeken Seçer, “Tabii ki teyakkuzdayız, endişeliyiz, ancak çok kritik bir noktada değiliz. Bu önemli. Bundan sonra yağışların olması da önemli bu hafta bir yağış beklentisi var. Umarım yükseklere kar şeklinde de olması önemli. Asıl yaz aylarında bizim ihtiyacımızı karşılamada Toros Dağlarına yağan kar miktarı etkili. O anlamda önem taşıyor. Ancak biz tabi ki tedbir de alıyoruz, çok önemli de çalışmalar yapıyoruz. Bir tanesi Erdemli Dedekavak’tan çok süratli bir şekilde bir isale hattı yapıp Mezitli ilçemize su indirme peşindeyiz. Diğeri de Toroslar mevkiinde Hamzabeyli Şelalesinden merkezdeki sisteme su dahil etmek istiyoruz. Şu anda arkadaşlarımız çalışıyor, çok kısa sürede yapabiliriz bunları. Bir de sondaj çalışmalarımız da var. Bunlar en fazla 3 ay içerisinde çözebileceğimiz, yaz aylarına yetiştirebileceğiz günü kurtarmak için alacağımız tedbirler” diye konuştu.
Gelecek yıllar için daha kalıcı tedbirler yönünde de çalıştıklarını söyleyen Seçer, “Başta Pamukluk Barajı içme suyu, arıtma ve isale hattı yapıldığı noktada Mersin’in su meselesi ila nihai bitecek demektir, artık su sıkıntısı olmaz. İki önemli kaynağımız, iki su sağlayan isale hattımız olacak. Bu önemli bir çalışma olacak” ifadelerini kullandı.
“Yaz ayları için şimdiden tedbir almaya başladık”
Deprem bölgesinden göçle birlikte Mersin’de su tüketiminde yaklaşık yüzde 15’lik artış olduğuna dikkat çeken Seçer, “Bu da 335 bin nüfusa tekabül eder. Ancak yaz aylarında yazlıkçı nüfuslar, yaylacılar, diğer illerden deniz kenarına sayfiye evlerine gelen bir nüfus olacak ve her yaz olduğu gibi nüfusumuz artacak. Biz bunu da hesaplıyoruz, gerekli tedbirleri alıyoruz. Elbette ki çok çok kritik noktalara gelmezsek su kesintisi gibi bir durumla karşılaşmayacağız. Arkadaşlarımız bu konuda yoğun çalışma yapıyor. Onun için şimdiden tedbir almaya başladık” şeklinde konuştu.
“Dekarlarca arazi, meyve bahçeleri, sizin için temin ettiğimiz içme suyuyla sulanıyor”
İçme suyunda kayıp kaçağın önemine işaret eden Seçer, SCADA sistemi ile yoğun bir çalışma yaptıklarını ve tedbirlerini aldıklarını anlatarak, “SCADA sistemine çok büyük kaynaklar ayırdık, 4 yıldır çok iyi noktaya getirdik. Suyun kaynağından nihai noktaya kadar nasıl gittiğini, nerelerde kaybedildiğini, nerelerde debilerinin olduğunu oradan görüyoruz. Kaçak kullanım konusunda da çok yoğun tedbirler aldık, hiç göz açtırmıyoruz. Bir diğer çok önemli konu, içme suyunun tarımsal sulama maksatlı kullanılması. Böyle tespitler yaptık, çok yüksek cezalar da uyguluyoruz ama hala önünü almış değiliz. Dekarlarca arazi, meyve bahçeleri, sizin için temin ettiğimiz içme suyuyla sulanıyor. Bu konuda da vatandaşımızın duyarlılığını istiyoruz. Lütfen bilgilendirsinler bizleri. Teksin Alo 185 çağrı merkezimizi onun için bu noktaya getirdik. Herkes belediyemizin gözü, kulağı olmalı, burası herkesin belediyesi. Çalınan su sizin suyunuz, bu çok önemli” diyerek uyarıda bulundu.
“Kuraklığı meydana getiren sebepleri ortadan kaldıralım”
İklim değişikliği, sera gazına yönelik çalışmalara da ağırlık verdiklerini belirten Seçer, bu çerçevede İklim ve Sıfır Atık Daire Başkanlığı kurduklarını ifade etti. Daha önce yaptıkları ‘sera gazı emisyonu envanteri’ni bu yıl da güncelleyeceklerini bildiren Seçer, Bbir protokol yaptık birkaç ay önce Enerji ve İklim Değişikliği Eylem Planı çerçevesinde bir çalışma yapıyoruz. Bunu da çok önemsiyoruz. Kuraklıkla ilgili tedbir alalım ama kuraklığı meydana getiren sebepleri ortadan kaldıralım. Asıl o önemli. Biz sonuç üzerinden gitmeyelim sebep üzerinden gidelim. İşte son yaşadığımız felakette olduğu gibi deprem bir gerçek ama bunun önlemini almak gerekiyor. Biz sonucunu görüyoruz, sonucuna katlanıyoruz. Kuraklık da bir felaket. Bunları baştan önlemek, sebeplerini ortadan kaldırmak gerekir” dedi.
Türkiye’deki sulama sistemlerinin sorgulanması gerektiğini de kaydeden Seçer, Türkiye’nin süratle vahşi sulamadan uzaklaşması ve yeni teknolojilere yönelmesi gerektiğinin altını çizdi. (İHA)
|