Depremde iki kızı, bir torunu ve damadını kaybeden annenin, mezara sarılıp öperek, “Ben hanginize sarılayım, hanginizle hasret gidereyim. Ben sana gelinlik giydirecektim kefen giydin” diyerek gözyaşlarına boğulması yürekleri dağladı.
Depremde iki kızı, bir torunu ve damadını kaybeden annenin, mezara sarılıp öperek, “Ben hanginize sarılayım, hanginizle hasret gidereyim. Ben sana gelinlikı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat günü meydana gelen iki ayrı deprem 11 ilde etkili oldu. Yıkılan binalarda enkaz altında kalan 42 binden fazla insan hayatını kaybederken yüz binlerce vatandaş evsiz kaldı. Depremin en çok etkilediği illerden biri de Hatay oldu. Hatay’da Antakya Devlet Hastanesinde hemşirelik yapan karı koca Emine (28) Ahmet (29) Yıldırım, çocukları Zeynep ve Erbap Yıldırım (2) ile çocuklara bakmaya gelen teyze Seher Güngör (21) enkaz altında kaldı. Baba Mahmut Güngör (56) depremden sonra Hatay’daki çocuklarına ulaşamayınca hemen akrabalarıyla birlikte Hatay’a gidip onları kurtarmak için mücadele başlattı. Ancak günlerce yapılan çalışma sonucunda damadı, torunu Zeynep ve kızı Emine’nin cansız bedenine ulaştı. Diğer kızı Seher ve torun Erbap sağ olarak kurtarıldı. Seher Güngör de hastanede hayatını kaybetti. Torun Erbap’ın ise ayağı kesildi. Aileden geriye bir tek 2 yaşındaki Erbap kaldı. Baba Güngör, damadı, iki kızı ve torununun cenazesini Adana’da Kabasakal Mezarlığında toprağa verdi. Anne Ümmü Gülsüm Güngör ise mezarda iki kızı, torunu ve damadının mezarlarına sarılarak gözyaşlarına boğuldu. Güngör, Hatay’a yeğenlerine bakmak için depremden iki gün önce giden kızı Seher Güngör’ün mezarına sarılıp toprağa öperek, “Ben sana gelinlik giydirecektim kefen giydirdim. Beyaz kefenlerle gittin kuzum sen. Beyaz kefenlere karıştın kuzum sen” diye ağlaması yürekleri yaktı. Anne Güngör'ün daha sonra torunu Zeynep’in mezarına sarılıp, “Zeynep’im küçücük Zeynep’im. Hanginize sarılayım ben hanginize. Hanginizle hasret gidereyim ben. Kuzum ciğerim Emre’m. Seher’im, Emine’m ciğerim kuzum” demesi herkesi duygulandırdı.
Baba Güngör ise, “Depremde eniştem, iki kızım, bir torunum öldü. Kurtaramadık, biri sağ çıktı kurtaramadık. Bir torunumu kurtardık onun da ayağı kesildi. Kızım ve damadım hemşire Antakya Devlet Hastanesinde, diğer kızım da iki gün önce yeğenlerine bakmak için Hatay’a gitmişti. O da orada depreme yakalandı. Bina depremde yıkılmış. Biz de Adana’dan gittik. Köylüler sağ olsun yardım ettiler ama kurtaramadık” dedi.
|